Sayfa İçeriği: Lavanta İle İlgili Sözler Kısa, Lavanta İle İlgili Sözler Tumblr, Lavanta İle İlgili Cümleler, Lavanta İle İlgili Güzel Sözler, Lavanta Kokusu İle İlgili Sözler, Lavanta Çiçeği İle İlgili Sözler, Lavanta İle İlgili Sözler Facebook
Bu güzel sayfada sizler için lavanta ile ilgili söylenmiş en güzel sözleri hazırladık. Sayfadaki lavanta ile ilgili anlamlı sözleri facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.
LAVANTA İLE İLGİLİ GÜZEL SÖZLER
Manşet: Lavanta, huzurun ve güzelliğin beraberliğidir.
Lavanta olmalı her evin kokusu.
Lavanta aşkın kokusudur, özlemek de sevdaya dahil.
Sabretmek lazım. Lavantalar solmaz belki de.
Kokusuna dayanamazsın hele de kendisine lavantanın!
Lavanta, huzurun ve güzelliğin beraberliğidir.
Düşümde bir şiir gördüm. Sendin. Saçların lavanta kokuyordu. Sendin.
Sakimleşmek istiyorsanız, lavanta renginden yardım alabilirsiniz.
Hikayemizin kahramanları; incir ağaçları, zeytin dalları, lavanta çiçekleriydi.
Yağmur çağıran bir denizin kıyısında lavanta kokulu bir düşe mi girdiniz?
Her şey bu kadar çürümüş olabilir mi? Ben lavanta kokusu aramaya çıkıyorum. Rahmi Emeç
Askerler için barut kokusu, lavanta kokusundan üstündür. Miguel de Cervantes
Biz bu lavanta kokularını bilmeden taşıyoruz. Biz bu tavana bilmeden eski rengine boyuyoruz. Edip Cansever
Ah, ne kadar da ninemin kokusu sinmişti bu mindere. O lavanta çiçeğiyle beyaz sabun kokusu!
Bir gece misafirim olsan yeter, dolar odama lavanta kokusu; soğur sevincinden sürahide su. Ay pencerede durup durup güler.
Isırgan gibi olma, dokunan sende ceza, cefa bulmasın! Lavanta gibi ol ki, dokunan sende ferahlık, mutluluk bulsun.
Öylesine işte, aniden, hiç sebep yokken, mor renkli lavnatalara döktüm içimi, baharlar geldikçe ve baharlar geçtikçe. Nazan Bekiroğlu
Teninde bambaşka bir rayihaya dönüşen lavanta kokusunu, sıcaklığını, bana bakarken gözlerinde beliren o tuhaf ışığı.
Hangi masaldan çıkıp da böyle 20. asırlara düşüverdiniz, söyler misiniz? Yağmur çağıran bir denizin kıyısında lavanta kokulu bir düşe mi girdiniz?
Dedim aşk, dedi eline gül olim. Dedim papatya, dedi başına taç olim. Dedim lavanta, dedi kokun olim. Dedim lale, dedi kalbinin sultanı olim.
Bir gece misafirim olsan yeter. Dolar odama lavanta kokusu, soğur sevincinden sürahide su. Ay pencerede durup durup güler. Cahit Sıtkı Tarancı
Bulunmayan lavanta rengi gülü, sevdiği kadını mutlu edebilmek için beyaz gülleri tek tek boyayan güzel yürekli adamlar olsun hayatınızda.
Çarşı hamamından çıkmış geliyor, funda kokularıyla. Bohçasında katır tırnakları, lavanta çiçekleri, belinde bir ebem kuşağı. Sağlık sular olsun sana dünya! Can Yücel
Marifet hiç ezilmemek bu dünyada; ama biçimine getirip ezerlerse güzel kokmak, kekik misali, lavanta misali, ıtır misali, tonguç misali, Nâzım misali. Yaşar Kemal
Dudakları ilk ışığı gibiydi aşkın. Lavanta kokulu odaların eşiğinde, kadınlığı gözlerine yansıyan. Şarkılar söylesin, giysilerini çıkarsın, oynasın kendini, nesi varsa elinde. Şükran Kurdakul
Seni papatyalara sordum: “sevmiyor” dedi. Güle sordum: “aşk bitti” dedi. Laleye sordum: “saray devri kapandı” dedi. Lavantaya sordum: “kokumu alıp gitti” dedi.
Lavantalar devasa kokusunu Buram buram yayıyor. Cennetteyim say ki, cennetindeyim sanki. Sevgilim ah sevgilim, alnıma mıhlanan yârim özlemin, lavanta kokulu koyu eflatun.
Yaşam, yukarı doğru bir çıkıştır ve soncul bir tıkırtıyla noktalanır, aynı zamanda yaşam alçak, beyaz bir tavandır, kişiyi lavanta çiçeği kokan, ılık bir kuytuyla sarmalar.
Gülmeli bir kadının gözleri. Gülmeli yüzü. Gülmeli sözleri. Lavanta kokuları dolmalı gülünce her yanı. Huzurlu bir kadın kadar pahalı bir tablo var mı? Kıymeti paha biçilmez; ama kadri maalesef herkes tarafından bilinmez!
Bırakın kanasın yaram, iyileşir de unuturum diye korkuyorum. Yürüyordum, kayboldum, aşk vadisine düştü yolum. Hikayemizin kahramanları; incir ağaçları, zeytin dalları, lavanta çiçekleriydi. Sensiz güz.. Esra Pulak
Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları; çünkü sonradan yeni tohumlar verirler. Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu. Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar. Paulo Coelho
Ahmet Muhip’in dediği gibi: Lavanta çiçeği kokan kederlerin ışığı. Hoyrattır bu akşamüstleri diyemiyorum. Bırak gitsin gün saltanatıyla bir kez daha. İşte böyledir İstanbul’da akşam, yedi iklim kırk mevsiminde.
Bir misafirliğe gitsem; bana temiz bir yatak yapsalar, her şeyi, adımı bile unutup, uyusam. Kalktığımda; yatağım hâlâ lavanta koksa, kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar, nerde olduğumu hatırlamasam, hatta adımı bile unutsam. Melih Cevdet Anday
El ele tutuşup merdivenlerden indiler. Birkaç dakika sonra Rosa, Mark’ı oturma odasına aldı. Genç adam beyaz bir gömlek ve lacivert bir smokin giymiş, lavanta rengi papyon takmıştı. Siyah saçları geriye taranmıştı.
En sevdiğin çiçek nedir, diye sordu. “Lavanta” dedim. “Mor renkli olması, kendine has kokusu ve dimdik durmasından dolayı” diye de ekledim. Lavanta, benim için zarafetin nişanesi, gözümdeki “kadın” imajının temsilidir. Hem naif, hem asil hem de dik. Tıpkı kadın gibi.
Pencereni aç lavantalar getirdim kuş ağzımda. Yastık kılıfında beliren o izler benim. Uyanmak istemezsin bir öğle sonrası, lakin sokağında o akordeonu çalan benim. Bir ceviz ağacı sonrası türküler okutturan benim, horoz şekeri molasında okuduğun o şiirler bana ait.
Osman kötü kokunun kaynağını kurutamayınca, yokmuş gibi yaptı. Banyoda kokulu bir mum yakıyor, içerisi tropikal meyve veya lavanta veya hindistan cevizi, limon, çikolata, çilek, vanilya kokuyor, böylece kanalizasyon boruları sızdırmıyormuş, hayatımız bok kokmuyormuş, her şey yolundaymış gibi oluyordu.